24 Nisan 2015 Cuma

Bu Aralar Bildiğin Kötü Anneyim :(

Evet, anne-baba olmaya karar verdiğimizde bebekli hayatın her daim toz pembe olmayacağını, zorlanacağımı, bunalabileceğimi, uykusuz kalacağımı, zaman zaman kendimi çaresiz hissedeceğimi biliyordum. Ama son günlerdeki kadar zorlanıp, uykusuzluk, düzensizlik ve stres ile en ufak sorunda bile kontrolü kaybedecek hâle gelmeyi beklemiyordum :(

Son 20 gündür her günüm Arya ile mücadele ederek geçiyor. Arya'nın huyu suyu o kadar değişti ki... Arya önceden her şeyi kendi kendine halleden, kendi kendine saatlerce oynayan bağımsız bir bebekken şimdi oyuncağı elinden düşse uzanıp almak yerine ağlayarak oyuncağı yerden almamızı bekleyen aşırı mızmız bir bebeğe dönüştü. Yanından saniye ayrılmak mümkün değil, durduk yere ağlamaya başlıyor. Uyku düzeni zaten bozuldu, ne gecemiz belli ne gündüz... 

Yemek saatleri ayrı bir işkence. Ağzını açmıyor, ağzını açsa yutmayıp çıkartıyor. Kendim yiyeceğim diye tutturuyor, kendi yesin diye bırakıyorum, yiyeceklerin yarısını yere atıyor. Yemek faslı bitse bu sefer de suyla oynamak istiyor. Üstü başı, sandalyesi, yerler... her taraf sırılsıklam ıslanıyor. Bu noktaya kadar sabrettiysem bile tüm suyu sağa sola dökerek boşalttığı suluğunu mızmızlanarak bir kez daha doldurmamı istediği zaman kendimi tutamayıp avaz avaz bağırmaya başlıyorum. 

Bir noktadan sonra Arya mızmızlanıp olur olmadık anne dediğinde, ya da durduk yere bir yerine bir şey olmuş gibi en yüksek perdeden ağlamaya başladığında kafamı duvarlara vurmak geliyor içimden ya da koşarak kaçmak, mümkün olduğunca uzaklaşmak istiyorum :( Yani bu aralar gerçekten çok sabırsız ve tahammülsüz KÖTÜ ANNEYİM maalesef :(

Tüm bunlar Arya'dan şikayetçi olduğum anlamına gelmiyor. Ben KENDİMDEN ŞİKAYETÇİYİM! Daha dayanıklı, daha sabırlı, daha sakin olmalıyım ama beceremiyorum.

Biliyorum bu günler de geçecek, hatta hatırlanmayacak bile. Ama işte bunu bilmek şu an yaşadığım sıkıntıyı hafifletmiyor :(  Ne yaparsam yapayım Arya'yı sakinleştiremediğim anlarda kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum ve böyle hissetmekten nefret ediyorum.

Arya'yı oyalamak için yeni kitaplar alıyorum, yeni oyunlar icat ediyorum, parka götürüyorum, enerjisini boşaltsın, yorulup uyusun diye yürüyüşe çıkarıyorum. Bazıları bazen ve kısmen işe yarıyor ama sonuçta hiçbiri  geçici birer çözüm olmaktan ileri gidemiyor. 


Arya'ya "Uyuyan Güzel" masalını aldım. Kitabın içinde sayfalara takılabilen minik magnetler var. Arya bazılarının yerini öğrendi, bazılarını da kafasına göre hoşuna giden yere takıyor :) epey vakit geçiriyoruz bu kitapla :)


Defter kucakta uslu uslu oturduğuna aldanmayın, gözümü kırpsam parkeleri ya da duvarları çiziyor :)


Mızmız Arya böyle bir şey işte! 


Yağmur çamur demeden parka gidiyoruz; suların içinde zıplıyor, ıslak salıncakta sallanıyor. Ordan oraya koşuşturmaya bayılıyor Arya.

Bütün çocuklar gibi Arya da derdini anlatamayınca ya da bizim anlattığımızı anlayamayınca huysuzlanıyor, ağlamaya başlıyor. Tam olarak konuşmaya başlasa belki çoğu şey daha farklı olacak. Biliyorum şu an yapılabilecek en doğru şey sabırlı, sakin ve anlayışlı olmaya çalışmak. Elimden geldiğince öyle olmaya çalışıyorum ama dedim ya bu aralar biraz kötü anneyim :( Umarım en kısa sürede mevcut durum bir şekilde değişir.



8 Nisan 2015 Çarşamba

Uyku Eğitimi - Mecburen Yeniden :(

An itibariyle bu satırları Arya'nın odasının önünde nöbet tutarken yazıyorum.

Arya 22 aylık oldu!

Peki hayatımızda ne değişti?

Uyku eğitimi sayfasını (detaylar için buraya ve buraya :) çoook önceden kısa sürede başarıyla kapatmıştık - daha doğrusu ben düne kadar öyle sanıyordum:(

Arya hâlâ park yatakta yatıyor. Tabi içinde sünger yatak değil, bebek boy ortopedik yatak var. Arya'nın boyu 90cm ve artık yataktan tırmanarak rahatlıkla çıkabiliyor. Daha önce de birkaç kez çıkmıştı ama uyku saatlerini değiştirince yine kendi isteğiyle yatağına gidip uyuyordu Arya ama son günlerde yatağa isteyerek gitse de 2dk sonra yataktan çıkıp yanımıza geliyor. Bu defalarca kez tekrarlanıyor ve sonunda yorgunluktan koltukta koyun koyuna uyuyoruz. Sonra gecenin bir vakti ben bel ağrısı ile uyanıp Arya'yı yatağına taşıyorum. Bu sabah uyandığımda Arya yatağında değildi. Artık gece mi yoksa sabah mı uyandı bilmiyorum ama battaniyesini ve Minnie'sini de alıp salondaki koltuğa gidip uyumuş. Aşağıdaki fotoğraf da başka bir öğle uykusu inatlaşması sonunda çekildi.





Bu gece, bu uyuyamama durumuna çare bulmayı kafaya koydum. Arya'yı yatağa yatırıp üstünü örttüm, iyi geceler dileyip odadan çıktım. Az sonra Arya da odadan çıktı. Tekrar yatırdım, yine kalktı; bir daha yatırdım, yine kalktı... aynı olay 10-15 kez tekrarlandı. Her seferinde Arya'ya iyi geceler dileyip o uyuyana kadar kapının önünde bekleyeceğimi anlattım ve öyle de yaptım. Arya yataktan indiği an odaya girip tekrar yatağa yatırdım. Sonunda Arya uykunun da etkisiyle pes etti :) Şu anda mışıl mışıl uyuyor ama gece uzun ne olacağı belli olmaz. Umarım bu sabah Arya'yı yatağında bulurum.

Değişen diğer bir şey ise Arya'nın iştahı. Arya artık kahvaltı yapmıyor. Önüne koyduklarımı çatalıyla dürtüyor, eline alıyor, tabağa bırakıyor, belki 1-2 lokma yiyor ama o kadar işte. Sadece yumurta ve biraz peynir yiyor. Alerji olduğu için bu ara yumurta veremiyorum. Öğle yemeğinde genelde yarım kase çorba ya da yemek yiyor. Akşam da durum aynı. Aralarda belki yarım meyve ya da kuru yemiş yiyor. Önceden her öğünde dolu dolu bir kase yerdi. Bakalım bu da geçici bir durumdur belki.

Arya pek yemek yemiyor ama enerjisi hiç azalmıyor. Bütün gün zıplayıp hopluyor. Bu aralar bu eylemlerini koltuk tepelerinde gerçekleştiriyor ve bol bol da düşüp yere kapaklanıyor. Yapma etme demek işe yaramıyor tabi ki. Gözüm sürekli üzerinde panik hâlde izliyorum maalesef :(

2. yaşa 2 ay kala sanırım hem Arya hem de biz büyüme sancılarını tüm şiddetiyle hissediyoruz.