20 Şubat 2016 Cumartesi

Neler Oluyor Hayatta...

Son günler, daha doğrusu son haftalar çok hareketli ve çok stresliydi. 

Sömestr tatilinin ilk haftası çok güzel geçti. Bol bol dinlendik, eğlendik, gezdik. 2. hafta ise kâbus gibiydi çünkü öğretmen atamaları için tercihler o günlerde yapıldı.

Geçen yaz sadece son 1 hafta çalışarak (kış aylarında bir heves epeyce matematik çalışmış ama sonra çalışmayı tümden bırakmıştım) girdiğim KPSS sonuçları ummadığımız kadar iyi geldi. Tercih yapsaydım sene başında atanmam mümkündü ama Kağan'ın üniversiteye hazırlanması, okuldaki son yılı olması ve yüksek ihtimalle Doğu'ya atanma olasılığım yüzünden tercih yapmadım ama Şubat atamalarında yeni düzenlemeler ve stajyerlik uygulaması getirilince tercih yaptım. Çok araştırdım, yazdım çizdim, tanıdıklar aracılığı ile birçok ilden birçok kişiyle konuştum. Uykusuz kaldım, defalarca tercih listesi oluşturup defalarca değiştirdim. Sonunda ilk sıralarda Artvin ve Zonguldak, sonra sırasıyla İstanbul, Hatay ve Antep işaretleyerek tercihlerimi onaylattım.

Oldukça zor geçen tercih sürecini, sonuçların açıklanmasını beklediğimiz günler takip etti. Bu esnada çalıştığım özel okul, atanırım diye yerime öğretmen aldığı için istifa etmem için üzerimde baskı oluşturmaya çalıştı. Atanmam kesinleşmeden istifa etmeyeceğimi söyledim ve derslere benim yerime yeni gelen öğretmenler girdiği halde okula gitmeye devam ettim. Neyse ki sonuçlar açıklanınca bu sorundan da kurtuldum. 2. tercihim olan Artvin Hopa Karadeniz Ortaokuluna atandım!

Evet, artık İstanbul'daki günlerimiz sınırlı. Mart itibari ile İstanbul'da bir okulda stajyer eğitimim başlayacak okullar kapanana dek devam edecek. Okullar kapandıktan sonra da Ağustos ortasına kadar eğitim seminerleri var. Ağustos sonu, Eylül başı Artvin'de olacağız ve ben 1 Eylül itibari ile Hopa'da öğretmenliğe başlayacağım.

Önümüzde yepyeni bir macera uzanıyor :) Uzun zamandır hayalini kurduğum, kalbimin en derininde hep arzuladığım yeni bir başlangıç fırsatı sonunda kapımıza gelip dayandı :) Ailecek çok heyecanlı ve istekliyiz. İstanbul'dan, trafikten, kalabalıktan, kargaşadan, beton yığınlarından, kirlilikten uzakta doğayla daha içiçe bir yerde yaşama fikri bile içimizi kıpır kıpır yapıyor. Hafta içi çalışsak da hafta sonları şehirden kaçabileceğimiz doğa harikası yerler var Artvin'de :) 






Hayatımızda yeni bir sayfa açacak olan bu macerada endişelendiğim birkaç konu var ki bunlardan ilki Arya'nın kreşe, öğretmenlerine ve arkadaşlarına olan sevgisi, düşkünlüğü :( İstanbul'dan ayrılmak sevdiklerimizden, tanıdıklarımızdan, alışkanlıklarımızdan da ayrılmak demek tabi ki. En yakınlarımız İstanbul'da... Gitmek artık bir zorunluluk olduğu için bu durumu mecbur kabulleneceğiz. Allah'tan artık her yere uçakla kısa sürede ulaşılıyor. Kreş ve Arya konusuna gelince tek umudum ve tesellim Arya'nın fazlasıyla sıcak kanlı ve sevecen bir çocuk olması. Gittiği yerde yabancılık çekmeyen, insanları tanıdığı an seven ve kolay kaynaşan bir yapısı var Arya'nın. Bu yüzden başlarda zorlansa bile bir süre sonra Artvin'e ve oradaki yeni hayatımıza da alışıp uyum sağlayacaktır minik kuzum inşallah.

Bakalım zaman neler gösterecek. Şimdilik, Ağustos'a kadar İstanbul'da kalan sayılı günlerimizi en iyi şekilde değerlendirip sevdiklerimizle bol bol vakit geçirmeyi planlıyoruz :)

Not: Arya'nın gelişimini, kreşten aldığı ilk karneyi, kreşimizin düzenlediği anne-çocuk kahvaltısını başka bir yazıda anlatsam daha iyi olacak sanırım :)