Çocuklu Tatil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çocuklu Tatil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Temmuz 2019 Perşembe

Çocuklu Tatil Vol. 2

Tatilimizin oteldeki kısmı bitti. Evrim eve dönerken biz Arya ile Çandarlı'ya babaevine geldik.

Bugün 3.  gün ama yoruldum. Arya evde sıkılıyor, denizde kaşınıyor; evde kalmıyor, denizde kaşınıyorum diye zırlıyor. Tam cinnetlik! 

Denizde karnımız acıkınca kıyamet kopuyor. Eve gidip gelmeyi kabul etmiyor, sahildeki cafelere yürürken ayağıma kum batıyor diye ağlıyor. Az önce zorla geldik iki adımlık cafeye. Bu satırları buz gibi bir Bomonti Filtresiz eşliğinde yazıyorum. İyi ki alkol diye bir şey var!

Arya gezmeyi daha doğrusu yürümeyi hiç sevmiyor. Bir yere gideceğimiz zaman ilk sorduğu şey: Uzak mı? / Yürüyerek mi gideceğiz? Bu yüzden tatil deniz-ev arasında geçiyor maalesef. Allahtan deniz çok yakın yoksa denize de giremeyiz!

Bir yere gidene kadar çile, gidince rahat, geri dönmek yine çile! Şu an rahat kısımdayız. Kızarmış patates ve ice tea ile Arya mutlu, Bomonti ile de ben 😁



13 Temmuz 2019 Cumartesi

Çocuklu Otel Tatili - Vol.1

Tatil başlı başına çok acayip bir şeyken çocuklu tatil daha da acayip!

Biz her sene Evrim'le tatile çıkarken Arya'yı annemlere  (babaannesine :) bırakıyorduk. Sonra ben Arya ile Çandarlı'ya gidip babamın evinde yine deniz, güneş, kum takılıyordum. Geçen yıl Yunan Adalarına giderken de aynı şekilde Arya'yı annemlere bırakmak için İstanbul'a gittim ama bu kez işler pek iyi gitmedi. Arya "Annecim, n'olur beni bırakıp gitme" diye çok ağladı ve boynuma sarılıp hıçkırarak uyudu. Tabi ki ben mahvoldum, vicdan azabı yedi bitirdi beni. Tatili iptal edemedik ve mecburen gittik ama aklımız sürekli Arya'da kaldı ve o gece bir daha Arya'sız tatile gitmemeye karar verdim. Max. 2-3 günlük ayrılıkları saymıyorum.  

Bu yıl tatilimizi planlarken Arya ile birlikte tatil yapıp hem eğlenebileceğimiz hem de dinlenebileceğimiz bir otel aradık. Sonunda çok yakın arkadaşlarımız, aile dostumuz Özlem ve Gökhan'ın tavsiyesi ile Sueno Hotels Belek'te karar kıldık. Onlar 2 yıl üst üste geldikleri ve çok memnun kaldıkları için gönül rahatlığı ile yaptık rezervasyonumuzu. Ama tabi yine de Arya ile işkence mi olacak eğlenceli mi olacak emin değildik. 



Bugün oteldeki 3. günümüzdü. İşkence mi, eğlenceli mi? Maalesef tek bir cevabı yok bu sorunun. Çünkü her ikisinden de biraz mevcut. Otel gerçekten çok güzel. Yemekler, havuzlar, aqua park, çocuk kulübü, aktiviteler... Her şey mükemmel. Ama çocuklu hayat pek öyle değil. Sabah kahvaltıya yetişmek sorun, gece uykusu gelen çocuk yüzünden her şeyi yarım bırakıp odaya dönmek zor. Öğle sıcağında güneş altında havuzdan çıkmıcam diye direten çocuğa laf anlatmak zor.  Yemek beğenmeyen, acıkmadım diyen, paso dondurma, ice-tea, kızarmış sosis/patates yemeye çalışan çocukla boğuşmak zor. Çocukla aynı odada kalmak zor. Yani bir sürü zorluk var. Eğlence nerede peki? Karnı doymuş, havuzda oynayan Arya'yı seyretmek eğlenceli, birlikte su kaydıraklarında çığlık çığlığa kaymak eğlenceli, çocuk kulübü sağ olsun çocuksuz geçen 1-2 saatte sevgiliyle başbaşa kalmak, dinlenmek, birlikte yüzmek eğlenceli :)



Şimdilik tatil ne korktuğumuz kadar korkunç ne de istediğimiz kadar harika! Ortalama! Tatilin yarısı bitti, umarım ikinci yarı daha güzel geçer :) 


22 Ocak 2018 Pazartesi

Sakin Kal, Çözüm Üret, Anın Tadını Çıkar

          3 gündür aralıksız Arya ile birlikteyiz. Henüz delirmedim ve kıyamet de kopmadı :D 

          Okulların tatil olacağı gün yaklaştıkça korku, heyecan ve içten içe bir sakinlik -kaçacak yer yoksa mecbur kabulleniyor demek ki bünye- sarmaya başladı beni. Önce tatili evde geçirmeye karar verdim. Sonra Arya'yı tatil süresince özel kreşe vermeyi düşündüm ama tatilde açık olan kreşlerden birisini ben hiç istemedim; diğerinin kapasitesi doluymuş, onlar bizi kabul etmedi. Sonuçta kendimi Arya ile 15 günlük bir maratonda buldum. Bugün 3. gün. Maşallah diyeyim, dilimi ısırayım, popomu kaşıyayım.... nazara karşı bildiğim tüm hurafeleri gerçekleştirip düzeni nasıl sağladığımızdan bahsedeyim.

           Tatilin iyi gitmesindeki en büyük etken Arya'nın onun için belirlediğimiz yeni kurallara ve düzene alışmış olması. Ama bu tabi çat diye bir günde olmadı. Yeni yıl tatilinden önceki Cuma günü, Arya'yı kreşten alırken öğretmenine "Arya nasıl? Davranışlarında bir gelişme var mı?" diye sormuştum. Öğretmeni de "Ben de sizinle bu konuyu konuşmak istiyorum. Bugün yine sınıfta sorun yaşadık. Arayacağım sizi, haftaya görüşürüz." demişti. Tabi ben iyi bir şey duymayı beklerken bunu duyunca çok üzüldüm. Arya ile konuşup yeni kurallar belirledik ve bu kurallara sıkı sıkıya uyuyoruz evde. Arya ilk başta her şeye aşırı tepkiliydi ve bu tavrı yüzünden bir süre tv izleme ve bakkala gitme hakkını kullanamadı. İkinci hafta durumun ciddiyetini ve bizim tavrımızın değişmeyeceğini kavramaya başladı. Artık günde sadece 3 çizgi film hakkı var. İzlediği çizgi filmleri belli kriterlere göre seçebiliyor. Kavga, gürültü, yaramazlık ya da şiddet içeren çizgi filmleri izleme izni yok. Pijamaskeliler,  Scooby Doo, Uğur Böceği ve Karakedi tarih oldular. TRT Çocuk'ta yayınlanan Aslan, Canım Kardeşim, Niloya, Rafadan Tayfa ve Hapşu gibi çizgi filmleri izlemek serbest ama tek seferde 3 tane çizgi filmi geçmiyoruz. Gün içindeki duruma göre akşam yemeğinden sonra da +3 çizgi film hakkı kazanabiliyor. Çizgi film izlerken biz de mümkün oldukça yanında oluyoruz ki hem sınırı aşmasın hem de istemediğimiz tarzda çizgi filmler izlemesin. Başlarda sürekli yalvarıyordu "Annecim/Babacım, lütfeeeeen biraz daha izleyeyim, lütfeeeeen!" diye ama baktı ki biz hiç taviz vermiyoruz artık durumu kabulleniyor. Arada bir yine deniyor şansını, biz sakince "Arya böyle yaparak hiçbir şey elde edemezsin. İstediğini bu şekilde yaptıramazsın canım." diyoruz. Eskiye nazaran çok daha kolay halloluyor sorunlarımız. 

          Tv sınırlamasıyla konunun ne alakası var diyecek olursanız şöyle ki: ben uzuuuuuun zamandır tv izlemenin Arya üzerinde olumsuz etkileri olduğunun farkındaydım. Daha önce de defalarca kez televizyonsuz hayat fikrini gerçekleştirmeye çalıştım ancak eninde sonunda yine tv karşısında buluyorduk kendimizi. Kreşte de, evde de sorunlar azalacağına gittikçe artınca Arya'yı daha dikkatli gözlemlemeye başladım. Çizgi filmlere bir bağımlılık geliştirdiğini, tv kapalıyken bile oynadığı oyunlarda hep çizgi filmlerdeki karakterleri taklit ettiğini, bebeklerini onlar gibi seslendirdiğini/oynattığını gördüm. Geceleri de sık sık kabus görüyordu. Sonunda öyle ya da böyle zararlı bulduğum çizgi filmleri hayatımızdan çıkarmayı kafama koydum. Televizyonu tamamen yasaklayamayacağımızı anlayınca bazı sınırlar ve kurallar getirelim dedik. Arya'nın yaşına uygun, eğitici, öğretici, eğlenceli çizgi filmleri ailecek izleyerek ve çizgi filmdeki doğru/yanlış hareketler üzerine konuşarak bunu da kaliteli bir ebeveyn-çocuk aktivitesine dönüştürdük. Zararlı çizgi filmler olmayınca hem Arya'nın gece kabusları ve hırçınlıkları hem de bizim Arya'nın huysuzluklarına katlanma kabusumuz bitmiş oldu. 

          Tatilde neler yaptığımıza gelecek olursak, Cumartesi günü yemyeşil bahçesi olan deniz kenarında bir mekanda ailecek kahvaltı yaparak başladık tatile. Arkadaşlarımın verdiği legolar sağolsun, Arya bizi hiç rahatsız etmedi. Hatta yeni arkadaşlarıyla legolarını paylaşarak gayet başarılı bir oyun ortamı oluşturdu kendi kendine. Kahvaltıdan sonra içinde çocuk oyun alanı bulabileceğimiz tek yer olan İstanbul Bazaar'a gittik. Arya eğlence parkında epeyce oynayıp eğlendi. Biz de fırsattan istifade Evrim'le biraz alışveriş yaptık :D  Dönüş yolunda Arya yorgunluktan uyuyakaldı. İlk günü başarıyla tamamladık.




          Pazar günü kahvaltıdan sonra Arya'nın tatil kitabından alıştırmalar yaptık. Sonra Arya dışarı çıkıp bisiklet sürmek istedi. Sahilden bisikletle her zaman gittiğimiz, yanında çocuk parkı olan caféye gittik. Arya orada da arkadaş buldu kendine. Oynadı, yoruldu, eve gelince de duş alıp, karnını doyurup kolayca uyudu. Bugün de yine kahvaltı, oyun, tatil kitabı, derken günün büyük kısmı geçti. Ben arada evi temizledim. Akşamüstü Arya parka gitmek istedi, gittik. Eve gelince 2 tane çizgi film izledi. Süresi bitince biraz oyuncakların ile oynayabilirsin, sonra uyku vakti dedim. Arya önce oyuncakları ile oynamak istemedi. Dişlerini fırçalayıp odasına gitti ama fikrini değiştirip uyumadan önce "Hadi, legolardan dinozor yapalım birlikte" dedi. Dinozoru yaptıktan sonra haklarını kullanarak 3 tane masal seçti. Saat 9 gibi de sorunsuz uyudu maşallah :)

          
          Evde belirli kurallar, değişmeyen bir düzen ve taviz vermeyen, ortak hareket eden ebeveynler olunca işler epeyce kolaylaşıyor. Başka konularda çıkan sorunlar bile eskiye nazaran çok kısa sürüyor ve kolayca hallediliyor. Arya, o ne yaparsa yapsın bizim tavrımızın değişmeyeceğini anlayınca boş yere inatlaşıp ağlayıp zırlamıyor. Yapsa bile çok çok kısa sürüyor. Tabi ki her şey çok katı kurallarla işlemiyor. Doğru zamanda doğru kuralları uygulamak, gerektiğinde, mantıklı bir sebep varsa, istisna olduğunu çocuğa anlatarak, kuralları biraz esneterek orta yolu bulmak herkes için daha kolay ve daha işlevsel oluyor. Unmarım kurduğumuz düzen bozulmadan böyle devam ederiz.

         Edit: Yayınladıktan sonra dönüp bakınca başlığın ilham kaynağını anlatmadığımı fark ettim. Bugün parktan dönerken Arya çok yorulduğunu, evin çok uzak olduğunu, gidemeyeceğini söyleyerek sızlanmaya başladı. Hopa'da akşam 6-7'den sonra tek toplu taşıma aracı olan dolmuşlar bile çalışmıyor. Yani eve kadar mecbur yürüyeceğiz. Bir çare bulmazsam Arya yol boyu on kez durup sızlanacak. O sırada aklıma Arya'ya bilmece sormak geldi. Bu ara Arya bilmecelere sarmış durumda. Ben sordum, sen sordun derken güle eğlene eve geldik hiç sızlanmadan ve hiç durmadan. Hatta epey de eğlendik yolda. Kıssadan hisse kriz anında kendimizi kaybedip krizi körüklemek yerine sakin kalıp akılcı bir çözüm bulmak daha faydalı oluyormuş, test ettim onayladım :D Tavsiye ederim: Sakin kalın, çözüm üretin, anın tadını çıkarın!



13 Temmuz 2016 Çarşamba

Bir "Çocuklu Tatil" Yazısı da Benden Gelsin O Zaman

Son 10 yıl içinde yaptığım tatillere şöyle bir göz atacak olursak unutulmaz birkaç tatilim var: 
İlk Fethiye tatilim, Evrim'le öğrenciyken yaptığımız Antalya tatili, balayı tatilimiz ve bu yıl yaptığımız çocuklu Fethiye tatili :)

Her biri birbirinden güzeldi :) 

Bu yıl benim öğretmenlik serüvenim yüzünden tüm yazı İstanbul'a çakılmış halde geçireceğimiz için çok üzülürken, bayram öncesi Şehnaz ve Oktay bizi Fethiye'ye davet edince Evrim'i zor da olsa ikna ederek 4 günlük ufak ama dopdolu bir tatil yapmayı başardık. Evrim "ultra herşey dahil tatil köyü" aşıklısı olunca onu ikna etmek biraz zor oldu ama benden kurtulamayacağını anlaması uzun sürmedi :D Uygun uçak bileti de bulunca kendimizi Fethiye'de buluverdik :)

Oktay'ın ailesi Fethiye'de yaşıyor, tatilde onlara misafir olduk. Daha önce hepimiz öğrenciyken Oktay, Şehnaz ve ben Fethiye'de birlikte tatil yapmıştık. Bu tatilimizde yanımızda Arya da olmasına rağmen hiçbir şeyden geri kalmayarak yine dopdolu bir tatil yaptık. Deniz, kum, güneş, tekne turu, mangal, macera... Hepsini 4 güne sığdırdık :)

İlk gün Saklıkent Kanyonu'na gittik ki çocukla gitmek gerçekten zor ve cesaret istiyor. Aslında giderken pek fark etmedim ama dönüşte kanyondan çıkana kadar ufak çaplı bir panik atak geçirdim. Kanyondan çıkınca suların içine kurulmuş platformlardan oluşan hamaklı bahçeli bir restoranda balık yedik ve eve dönüş yolunda denize girip yorgunluğumuzu attık. Akşam biricik kocam Evrim fedakarlık yaparak Arya ile evde kaldı, biz (Şehnaz, Oktay, Gamze, Ozan, ben) merkeze inip biraz gezindik. 



2. günümüzde Ölü Deniz'e gittik ki gerçekten yaprak kıpırdamayan denizi ve cehennem sıcağı ile adını tastamam hak ediyor. Deniz çok güzel, tertemiz ama hava o kadar bunaltıcı ki insan ne yapacağını şaşırıyor. Ama bizi sıcaktan daha çok zorlayan şey Arya'nın sudan çıkıp eve gitmemek için sinir krizi geçirip uzunca süre ağlayıp tepinmesi oldu maalesef :( Arya sinirle ağlamaktan babasının omzunda uyuyakaldı ve biz o uyurken Ölü Deniz'den ayrılıp sahilde canlı müziği ve şahane yemekleri olan bir mekana gittik. Yemeklerimiz bitene kadar Arya uyudu ama bir anda Şeytan dürtmüş gibi çılgınca tekmeler ve ağlama krizi eşliğinde uyandı. Ölü Deniz'de kaldığı yerden "Eve gitmicem, denize gircem" diye ağlamaya devam ediyordu. Böyle anlarda benim beynim kapanıyor, elim ayağım kilitleniyor, ne yapacağımı bilmez hale geliyorum. Tüm vücudumu bir ateş sarıyor sanki. Bu arada kulaklarımdan çıkan dumanları da unutmamak lazım tabi :P İşte tam  bu dakikada imdadımıza Evrim yetişti; Arya'yı alıp sahile indirdi ve konuşarak onu sakinleştirdi. Arya'ya "Deniz baba tüm gün seni, bizi, başka aileleri üzerinde yüzdürdü, çok yoruldu, şimdi akşam olduğu için dinlenecek. Yarın yine denize girebiliriz." diyerek denizde kimsenin olmadığını ve denizin uyuduğunu anlatmış. Arya babasıyla sakin sakin geldi yanımıza ama bana karşı tüm gece düşman gibi davrandı. Yabancıların kucağına gitti, bana gelmedi o derece :( Uykusu açılıp karnı doyunca kendini pistte attı Arya Hanım :D Tüm gece kıvıra kıvıra dans etti :D Tabi gece pert, sabah zor uyandı.




3. gün tekne turuna gittik. Bir ara biz gitmeyelim tüm gün çocukla teknede ne yapacağız diye düşündüm ama yine de şansımızı denemeye karar verdik. Bu noktada koylarda yüzdüğümüz zaman dışında, tekne denizde yol alırken Arya'yı gitmeden önce tablete yüklediğim çizgi filmler ile oyaladığım gerçeğini saklamayacağım. Evet çocuğun önüne bir tablet koyup hipnotize etmek pek de doğru değil ama bazen kendi akıl sağlığımı korumak için yapılacak en son şeyi en önce yapmam gerekebiliyor. Sonuç olarak tekne turunu kazasız belasız atlattık, hatta yüzmekten yorulan Arya dönüş yolunu uykuda geçirdi :)


Tekne turu yaptığımız günün akşamında bana Beşiktaş Balık Çarşısını andıran bir yere gittik ve harika deniz ürünleri yedik. Burda da yine Pepee sayesinde rahat bir yemek yedik. Pepee'yi ailecek seviyoruz :D


Tatilimizin son günü olan 4. günde Kuleli plajına pikniğe gittik. Plajın herkese hitap eden farklı farklı alanları var. Denize yakın olup rahat rahat yayılmak ,isteyenler için VIP localar, doğayla iç içe olmak isteyenler için sahilin gerisinde ağaçlar arasında localar, denizin dibinde localara yakın, şezlong alanı ve şezlongların hemen arkasında dans pisti ve tüm bunların ortasında da masalı piknik alanı var. Biz denizin dibinde olan bir locada oturduk ki Arya sudan hiç çıkmadan rahat rahat gözümüzün önünde oynayabildi. Öğle vakti de arkada gölgede mangallı mini bir piknik yaptık. Yüzmekten karnı acıkan Arya ne verdiysem yedi :D Tabi denizden ayrılma vakti gelince yine malum sinir krizi yapıştı Arya'ya ama yine babası halletti sorunu sağ olsun. 


Tatilin her saniyesi ayrı ayrı güzeldi, Arya'nın sinir krizlerini saymazsak tabi ki :) Ailecek arkadaşlarla gezmeli tozmalı tatil yapmak çoooook eğlenceliydi. Ama hiç zorlanmadık dersem yalan olur. Zor anlarımız oldu ama sağ olsun Evrim sakinliğini koruyarak bize çok yardımcı oldu. Arkadaşlarla tatil yapmanın güzel yanlarından biri de onlar Arya ile ilgilenirken Evrim'le birbirimize zaman ayırabilmemiz ve birlikte yüzebilmemizdi. Arya ile yüzen ve keyifle oyun oynayan, birlikte tatil yapabildiğimiz arkadaşlara sahip olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.