30 Ekim 2015 Cuma

Oynatmaya Az Kaldı!

Zaman kavramımı yitirdim! Günlerdir çarşaf, yorgan, battaniye, alez, pijama.... yıkıyorum, asıyorum, kurutuyorum, tekrar yıkıyorum, asıyorum, kurutup, topluyorum...

Arya önce giysilerini çıkarıyor sonra da bezini. Ben bağlıyorum, o çıkarıyor. Tuvalete alıştırmaya çalışıyorum. 2 kere söylüyorsa 5 kere de hiç söylemeden olduğu yere yapıyor çişini. Delirmek üzereyim. Bana kalsa yaza kadar bekleyip Arya 3 yaşına girdikten ve konuşmayı iyice söktükten sonra tuvalet eğitimine başlayacaktık ama maalesef Arya Hanım bezden kurtulmaya karar verdi bile.



Yaklaşık 1 haftadır ev çamaşırhane gibi. Makine aralıksız sürekli doluyor boşalıyor. Yastıklar, yorganlar, çarşaflar, pijamalar... Arya'yı çişini yaptırıp uykuya yatırıyorum; bir süre sonra kontrole gidiyorum; Arya bezini çıkarmış, her yer göl gibi! Her şeyi değiştiriyorum; yine tuvalete götürüyorum, sonra "hadi bez bağlayalım, öyle uyu" diye anlaşıyoruz ama sonuç yine aynı. Ben odadan çıkıyorum, Arya bezini çıkarıp öyle uyuyor sonra yine her yer göl! Ne desek, ne denesek, ne yapsak işe yaramıyor! Ne yapacağımızı bilmiyoruz artık :(



Tuvalet eğitiminin kolay olmayacağını biliyordum da böylesine kısır bir döngü aklımdan bile geçmemişti.

Sabırlı olmaya çalışıyorum ama artık çok yoruldum :(



17 Ekim 2015 Cumartesi

Hoşgeldin Kış, Hastalık Mevsimine Merhaba!

Arya 28 aylık oldu; yaz bitti, kış geldi; hastalık sezonunu açtık ailecek!

Bu ay ailecek kendimizi hastalıktan kurtaramadık. Daha kış tam başlamadan ailecek 2 kez hastalandık. İlkini Arya daha hafif atlattı, biz yatak döşek yatıp, antibiyotik kullandık. İkincisinde ise Arya epey hastalandı, burnu aktı, öksürdü, kustu... Bu kez biz daha hafif atlatıyoruz. Değişmeyen şey ise ilk kim hastalanırsa hastalansın ondan sonra tüm aile peşinden takip ediyoruz hastalığı :(

Bu kez hastalığın sebebi Arya'yla gittiğim mecburi Cumartesi mesaimdi. 3 Ekim'de Arya'yla birlikte okula gittim, normalde Cumartesileri okula gitmem gerektiğinde Arya'ya Evrim bakacaktı ama o gün Evrim'in sertifika sınavı olduğu için Arya'yı da yanımda götürmek zorunda kaldım. Sabahın köründen öğlen 2'ye - 3'e kadar okulda kaldık maalesef. Bir de 80 dk'lık sınav gözetmenliği verildi ki işin tuzu biberi oldu. 







Yanınızda 2 yaşında kıpır kıpır bir çocukla sınav gözetmenliği yaptığınızı düşünebiliyor musunuz? Ben yaptım, olmuyor! Çocuk yerinde durmuyor, dur canım, sus canım işe yaramıyor, öğrenciler sınavı bırakıp çocuğu izliyor. Aslında Arya durumdan pek şikayetçi değildi, ona her şey oyun gibi geldi; sıraların arasında gezindi, kızların kucağına oturdu; eline kalemi aldı, tahtaya resim çizdi :)) 

Hastalığın sebebine gelecek olursak, Arya sandalyede oturmayı pek sevmiyor, bu yüzden de tüm gün yerlerde oturdu. Okulda bulduğum bir köpük parçasını minder niyetine kullandık ama tabi taşın soğuğu yine de hasta etti Arya'yı. Oturtmasaydın keşke diyeceksiniz ama 80 dk boyunca böyle bir zıpırı kucağımda ya da bir sandalyede tutabilmem mümkün mü acaba? Mecburen önüne abur cubur, kalem kağıt, oyuncak koyup ağlayıp mızmızlanmadan oyalanması için içimden dua ettim sadece. 


Kısacası okulda geçen o Cumartesi sonucunda Arya üşütüp hasta oldu, sonra da biz hastalandık. Arya kreşe giderken iyileşmesi daha zor olacağı için hafta başında Arya'yı babaannesi ve dedesine teslim edip eve döndük. Arya 5 gündür babaannesinde kalıyor. O kadar özledik ki... Bugün gelecek eve! Sabırsızlıkla bekliyoruz :)

( P.S. Arada havalar soğumadan, henüz hastalıkla tanışmadan önce Şehnazlarla pikniğe gittik Belgrad Ormanı'na :) onu da başka bir yazıda anlatacağım artık :)