13 Temmuz 2016 Çarşamba

Bir "Çocuklu Tatil" Yazısı da Benden Gelsin O Zaman

Son 10 yıl içinde yaptığım tatillere şöyle bir göz atacak olursak unutulmaz birkaç tatilim var: 
İlk Fethiye tatilim, Evrim'le öğrenciyken yaptığımız Antalya tatili, balayı tatilimiz ve bu yıl yaptığımız çocuklu Fethiye tatili :)

Her biri birbirinden güzeldi :) 

Bu yıl benim öğretmenlik serüvenim yüzünden tüm yazı İstanbul'a çakılmış halde geçireceğimiz için çok üzülürken, bayram öncesi Şehnaz ve Oktay bizi Fethiye'ye davet edince Evrim'i zor da olsa ikna ederek 4 günlük ufak ama dopdolu bir tatil yapmayı başardık. Evrim "ultra herşey dahil tatil köyü" aşıklısı olunca onu ikna etmek biraz zor oldu ama benden kurtulamayacağını anlaması uzun sürmedi :D Uygun uçak bileti de bulunca kendimizi Fethiye'de buluverdik :)

Oktay'ın ailesi Fethiye'de yaşıyor, tatilde onlara misafir olduk. Daha önce hepimiz öğrenciyken Oktay, Şehnaz ve ben Fethiye'de birlikte tatil yapmıştık. Bu tatilimizde yanımızda Arya da olmasına rağmen hiçbir şeyden geri kalmayarak yine dopdolu bir tatil yaptık. Deniz, kum, güneş, tekne turu, mangal, macera... Hepsini 4 güne sığdırdık :)

İlk gün Saklıkent Kanyonu'na gittik ki çocukla gitmek gerçekten zor ve cesaret istiyor. Aslında giderken pek fark etmedim ama dönüşte kanyondan çıkana kadar ufak çaplı bir panik atak geçirdim. Kanyondan çıkınca suların içine kurulmuş platformlardan oluşan hamaklı bahçeli bir restoranda balık yedik ve eve dönüş yolunda denize girip yorgunluğumuzu attık. Akşam biricik kocam Evrim fedakarlık yaparak Arya ile evde kaldı, biz (Şehnaz, Oktay, Gamze, Ozan, ben) merkeze inip biraz gezindik. 



2. günümüzde Ölü Deniz'e gittik ki gerçekten yaprak kıpırdamayan denizi ve cehennem sıcağı ile adını tastamam hak ediyor. Deniz çok güzel, tertemiz ama hava o kadar bunaltıcı ki insan ne yapacağını şaşırıyor. Ama bizi sıcaktan daha çok zorlayan şey Arya'nın sudan çıkıp eve gitmemek için sinir krizi geçirip uzunca süre ağlayıp tepinmesi oldu maalesef :( Arya sinirle ağlamaktan babasının omzunda uyuyakaldı ve biz o uyurken Ölü Deniz'den ayrılıp sahilde canlı müziği ve şahane yemekleri olan bir mekana gittik. Yemeklerimiz bitene kadar Arya uyudu ama bir anda Şeytan dürtmüş gibi çılgınca tekmeler ve ağlama krizi eşliğinde uyandı. Ölü Deniz'de kaldığı yerden "Eve gitmicem, denize gircem" diye ağlamaya devam ediyordu. Böyle anlarda benim beynim kapanıyor, elim ayağım kilitleniyor, ne yapacağımı bilmez hale geliyorum. Tüm vücudumu bir ateş sarıyor sanki. Bu arada kulaklarımdan çıkan dumanları da unutmamak lazım tabi :P İşte tam  bu dakikada imdadımıza Evrim yetişti; Arya'yı alıp sahile indirdi ve konuşarak onu sakinleştirdi. Arya'ya "Deniz baba tüm gün seni, bizi, başka aileleri üzerinde yüzdürdü, çok yoruldu, şimdi akşam olduğu için dinlenecek. Yarın yine denize girebiliriz." diyerek denizde kimsenin olmadığını ve denizin uyuduğunu anlatmış. Arya babasıyla sakin sakin geldi yanımıza ama bana karşı tüm gece düşman gibi davrandı. Yabancıların kucağına gitti, bana gelmedi o derece :( Uykusu açılıp karnı doyunca kendini pistte attı Arya Hanım :D Tüm gece kıvıra kıvıra dans etti :D Tabi gece pert, sabah zor uyandı.




3. gün tekne turuna gittik. Bir ara biz gitmeyelim tüm gün çocukla teknede ne yapacağız diye düşündüm ama yine de şansımızı denemeye karar verdik. Bu noktada koylarda yüzdüğümüz zaman dışında, tekne denizde yol alırken Arya'yı gitmeden önce tablete yüklediğim çizgi filmler ile oyaladığım gerçeğini saklamayacağım. Evet çocuğun önüne bir tablet koyup hipnotize etmek pek de doğru değil ama bazen kendi akıl sağlığımı korumak için yapılacak en son şeyi en önce yapmam gerekebiliyor. Sonuç olarak tekne turunu kazasız belasız atlattık, hatta yüzmekten yorulan Arya dönüş yolunu uykuda geçirdi :)


Tekne turu yaptığımız günün akşamında bana Beşiktaş Balık Çarşısını andıran bir yere gittik ve harika deniz ürünleri yedik. Burda da yine Pepee sayesinde rahat bir yemek yedik. Pepee'yi ailecek seviyoruz :D


Tatilimizin son günü olan 4. günde Kuleli plajına pikniğe gittik. Plajın herkese hitap eden farklı farklı alanları var. Denize yakın olup rahat rahat yayılmak ,isteyenler için VIP localar, doğayla iç içe olmak isteyenler için sahilin gerisinde ağaçlar arasında localar, denizin dibinde localara yakın, şezlong alanı ve şezlongların hemen arkasında dans pisti ve tüm bunların ortasında da masalı piknik alanı var. Biz denizin dibinde olan bir locada oturduk ki Arya sudan hiç çıkmadan rahat rahat gözümüzün önünde oynayabildi. Öğle vakti de arkada gölgede mangallı mini bir piknik yaptık. Yüzmekten karnı acıkan Arya ne verdiysem yedi :D Tabi denizden ayrılma vakti gelince yine malum sinir krizi yapıştı Arya'ya ama yine babası halletti sorunu sağ olsun. 


Tatilin her saniyesi ayrı ayrı güzeldi, Arya'nın sinir krizlerini saymazsak tabi ki :) Ailecek arkadaşlarla gezmeli tozmalı tatil yapmak çoooook eğlenceliydi. Ama hiç zorlanmadık dersem yalan olur. Zor anlarımız oldu ama sağ olsun Evrim sakinliğini koruyarak bize çok yardımcı oldu. Arkadaşlarla tatil yapmanın güzel yanlarından biri de onlar Arya ile ilgilenirken Evrim'le birbirimize zaman ayırabilmemiz ve birlikte yüzebilmemizdi. Arya ile yüzen ve keyifle oyun oynayan, birlikte tatil yapabildiğimiz arkadaşlara sahip olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.





2 yorum:

  1. Şahanesiniz ailecek, Arya nasıl büyümüş ya maşallah! Evrim'e tanışmadan 10 numara yıldızlı aferin'i bastım ama Nur <3 aşkınız daim olsun, tatilleriniz hep böyle güzel ama gittikçe daha az krizli olsun :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amiiiin :) darısı tüm ailelerin başına inşallah Ceren :) birgün bir yerlerde karşılaşmak dileğiyle sevgiler ;)

      Sil