Ben de 1. Sınıf çocuğu anası oldum artık :D
Tüm yaz aklımdaki deli soruları daha vakit var, başımıza gelince bakarız diyerek bastırmaya çalıştım. Sonra yaz bitti. Benim sıkıntıdan tüm vücudumu sivilce kapladı. Arya nasıl gidip gelecek, öğle arası ne olacak, ya biz okula varmadan okuldan çıkarsa, ya bizi bulamazsa, ya arkadaşlarına uyup onların evine ya da parka vs. giderse... Soruların sonu yok tabi!
İlk haftayı olaysız atlattk çok şükür. Korktuğum başıma gelmedi, Arya bizi beklemeden okuldan ayrılmadı, etüte gitmek için bineceği servisi bulmakta da pek zorlanmadı. Hafta boyu en zor kısım öğle arası eve gelip gitmek, derslere yetişmekti benim için. Onu da bir şekilde kotardık. Bunlar iyi kısımdı. Gelelim okul ile ilgili daha ciddi probleme.
Arya'yı evimizin karşısındaki devlet okuluna yazdırdık Temmuz ayında. Okulda bu yıl 6 adet 1. sınıf var, 6 adet sınıf öğretmeni. Bu öğretmenlerden 2 tanesi yaşadığımız ilçede tanınan, böyle baya ünlü, aranılan, peşinde koşulan hocalar. Hal böyle olunca herkes çocuğunu onların sınıfına yazdırmak istiyor. Okul da geçen senenin sonunda karar alarak "Noter huzurunda kura çekilecek" dedi tüm velilere. Sonra ne mi oldu? Yaz boyu araya sokulan hatırlı tanıdıklar, el altından yapılan bağışlar, açıktan yapılan baskılar... Kura noter huzurunda değil kapalı kapılar ardında tek bir veli bile içeri alınmadan yapıldı! Tüm mevki ve "hatırlı" tanıdık sahiplerinin çocukları o "meşhur" iki öğretmenin sınıfına yerleşti. o sınıfların mevcudu 34'e çıktı, diğer sınıfların mevcudu 26-27. Milli Eğitim'e gidip durumu anlattığımda aldığım cevap: "Her işte bir hayır vardır Hocam, çok seversiniz, çok memnun kalırsınız belki siz de öğretmeninizden" oldu. Kızdığım şey kızımın o sınıfa kayıt edilmemesi değil, kızdığım şey adil bir kura yapılmaması, insanların aptal yerine konulması ve bunun göz göre göre alenen yapılması! Bunu yapanlar dolandırıcı değil, sözüm ona "öğretmen"! Yapılmasına göz yumanlar da yine öğretmen, doktor, hemşire, makam, mevki sahibi insanlar! Demem o ki iyi okul, kötü okul mevzusu çoooooook geniş bir bataklık! Bunu belirtmek zorunda hissetmek bile çok acı ama Arya'yı sonradan o sınıflara kaydetmek için fırsatım oldu ama kılımı bile kıpırdatmadım. Öyle bir ahlaksızlığa kıyısından köşesinden bile bulaşsın istemedim kızım. Kısmetimizde ne varsa o olsun şansımız. Öğretmenini sevdi Arya, öğretmeni de onu sevmiş. Gerisi nasıl olsa hallolur.
Sınıf ve öğretmen konusunda karara varıp huzura erince günlük meselelere geri döndük. Beslenme çantasına ne koyalım, yanına harçlık verelim mi gibi sorulara odaklandık. Evrim'le ilk konuşmamızda günlük 2-3 tl harçlık vermeye karar vermiştik ama sonra beslenme çantasına yiyecek koyduğumuz, yanına suluk aldığı ve öğle arası da eve gelip beraber yemek yediğimiz için harçlıktan vazgeçtik. Sadece çantasına bir miktar para koyduk ama sadece su almak için kullanabileceğini söyledik. Öğretmenimiz de 2. gün "Kantinden alışveriş yapmasın öğrencilerimiz, yanlarına kuruyemiş, meyve ya da evde kendi yaptığınız tost/poğaça/keklerden koyun lütfen" diye mesaj yolladı tüm velilere. Böylece abur cubur yemesinin önüne geçtiğimizi düşündük ama pek öyle olmadı maalesef. Çünkü harçlık verilen diğer öğrenciler kantinden bir şey alınca Arya'ya da veriyorlar. Hatta bir arkadaşı oyuncak top bile almış Arya'ya :) Bu konuyu nasıl çözeriz henüz bilmiyorum. Arya ile konuştum tabi ki ama işe yarayacak mı göreceğiz.
Okulla ilgili mevzular beslenme ile bitmiyor tabi ki. Okul sonrası var daha bunun. Arya okulda dersler bitince okul bahçesinden servise binip yakındaki bir etüt merkezine gidiyor. Haftada 5 gün, günde 3 ders, ücret servis dahil 600 tl. İngilizce, Ruşça, Matematik, Drama, Resim, Müzik, Satranç dersleri var. Her gün 1 ders ödev zamanı var. Aryaların henüz ödevi yok ama o saatte tekrar yapıyorlar sanırım. Dersler 15.00'da başlayıp 17:20'de bitiyor. Arya 6'da evde oluyor. Düşününce sabah sekizden akşam altıya kadar okul, ders, etkinlik 6 yaş çocuğu için çok fazla geliyor bana. Bence 6 yaş hâlâ oyun yaşı ama maalesef elimden gelen bir şey yok. Çalışan annelerin çocukları bu düzene mahkum sayılır. Tek alternatif çocuğun okul çıkışı bakıcı ya da varsa büyükanne-büyükbaba gözetiminde evde vakit geçirmesi ki maalesef bizim öyle bir şansımız yok Hopa'da.
Şimdilik Arya okul çıkışı her gün gidiyor etüte ama biraz zaman geçip düzen oturunca havanın güzel olduğu günlerde etüte göndermek yerine parka, bisiklet binmeye ya da spora götürmeyi planlıyorum Arya'yı. Bakalım ilk haftalar bir geçsin. Bu arada okul deneyimleri il ilgili biraz daha okuyayım, okudukça yalnız olmadığımı göreyim diyorsanız şöyle buyrun:
Öğrenen Anne
Böyle Şeyler Olabilir
Tüm haftayı okulda/etütte geçirince hafta sonu eğlenceli bir şeyler yapmazsak olmaz tabi ki :) Cuma akşamı bisiklet ve kum parkı, cumartesi sabahtan kapalı oyun parkı, öğleden sonra deniz. Bugün için de yine bisklet ve park planımız vardı ama hava feci bozdu. Dün denize girerken bugün camdan yağmuru izliyoruz. Bugünün planlarını hafta içine kaydırdık, inşallah hava açar hafta içinde.
Eğitim sistemi maalesef ülkemizde artık içler acısı bir hâle büründü. Bahsettiğiniz iyi öğretmene yazdırma olayları bizim dibimizde de oluyor. Seneye biz de yaşayacağız benzer olayları. :(
YanıtlaSilHakkımızda hayırlısı...
Şimideen bol şans dilerim :)
Silokul hayatında kızınıza da size de başarılar:)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
SilHayırlı olsun, inşallah çok başarılı bir birey olur..
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Başarıya bakış açımız çok önemli. Ne iş yaparsa yapsın yeter ki iyi yapsın, kendini kurtarsın :)
Sil