Dün gece Arya'ya iki ayrı öykü okuyup yatırdıktan sonra koşuya çıktım. 4 tur koşup 2 tur da yürüdüm ve eve geldim. Tüm stresimi atmıştım ki duşa girmemle her şey sil baştan. Kombinin şalteri kapatılmış. Soğuk suyla duş aldım. İyi ki yaz mevsimindeyiz.
Duştan çıkınca önce ev halkına sordum siz mi kapattınız kombiyi diye. Hayır cevabını alınca suçlunun Arya olduğundan emin oldum. Sabah olsun ben ona evire çevire göstercem gününü derken mükemmel ceza fikri dededen geldi: "Sok buz gibi suyun altına, kapatırsan bu düğmeyi böyle olur işte!" dersin dedi. İçimden bir ses "Sabahı bekleme, şimdi kaldır, sok buz gibi suyun altına!" dediyse de uymadım tabi o sese. Sabaha sinirim yatıştığı için değil de Arya'yı yıkamakla uğraşmak istemediğim için bir daha kombiyi kapatırsa buz gibi suyla yıkanacağını korkutucu bir şekilde anlatmakla yetindim. Daha kombinin sinirini atmadan arka balkona çıkıp tükenmez kalemle boyanmış pimapenleri görmem süper oldu. Arya baş harfini de yazarak imzasını da atmış eserine.
Uzaktan bakınca "Aman canım ne var bunda? Bi kere soğuk suyla yıkanmaktan ne olacak? Pimapenleri de silersin geçer." denilecek bir durum gibi görünüyor biliyorum ama işte içindeyken ve çırpındıkça daha da içine düşerken öyle gelmiyor insana. Her gün, her saniye böyle ufak ufak bir sürü sorun, saçmalık, karmaşa ile geçiyor ömür. Çok yoruyor. Defalarca kez aynı şeyleri anlatmak içimi sömürüyor. Hele de sakin kalmaya çalışmak... İçimde volkanlar kabarıyor, kabarıyor, kabarıyor...
Biliyorum çocuk işte! Biliyorum büyüyecek! Biliyorum bilerek, isteyerek yapmıyor! Biliyorum, amacı beni delirtmek değil! BİLİYORUM! Ama bilmekle yetinemiyorum. Sayıyorum içimden 10'a kadar, 100'e kadar, 1000'e kadar... Korkuyorum sonsuza dek böyle saymaktan!
İyi günler, kötü günleri karşılamıyor bazen!
Lütfen artık normal günlerin sayısı yensin böyle delirten günlerin sayısını!
Soğuk su neyse de o pimapen olayını beni delirtirdi sanırım.
YanıtlaSilGünün devamında olanları yazsam kesin çıldırırsınız ama napalım hayat işte :(
Sil