30 Nisan 2018 Pazartesi

Yazmadığım 3 Ay ve Geçip Giden Kanser

3 aydır yazmamışım.

Başlıktaki kansere takılıp o yüzden yazmadığımı sanmayın. Onun da etkisi var ama sebep o değil.

3 ay önceki son yazıda "Sakin kal, çözüm üret." demiştim. Ben de bu 3 ay içinde bol bol sakin kalıp çözüm üretme antrenmanı yaptım. Arya'nın da günden güne büyümesi ile yaşadığımız sorunlar azalınca pek de yazma ihtiyacı hissetmedim. Bir de o son yazıdan sonra başka heyecanlar ve başka sorunlar girdi araya. Hikaye yarışmasına katıldım ve ilk 10'a girdim. Yarışmaya katılan 60 eser içinden 9. oldum ve gerçekten çok sevindim. İlk öykü yarışması için oldukça iyi bir başlangıç bence.

Gelelim kanser mevzusuna. Ufak tefek şikayetler için gittiğim kadın doğum uzmanım beni önce Smear ve HPV testi için aile hekimliğindeki ebeye; sonra HPV pozitif çıkınca da Trabzon'daki bir jinekolog onkoloğa yönlendirdi. Trabzon'da kan tahlili ve kolposkopi yapıldı. HPV için 20 gün beklemiştim, biyopsi sonucu için de 20 gün bekledim. Test sonucunu mail olarak attılar, ben de Hopa'daki jinekoloğuma yollladım. Gel konuşalım deyince sonucun kötü olduğunu az çok tahmin ettim. Evrim'le beraber gittik, doktor rahim ağzı kanseri olduğumu söyledi. Normalde doktorların kanserli dokularla birlikte rahmimi de alacağını ama kendi hocası olan Prof. Dr. Ali Ayhan'ın rahmi almadan sadece kanserli dokuları temizleyebileceğini söyledi. Profesör Başkent Hastanesi'nde olduğu için aynı günün gecesi apar topar Ankara'ya gittik. Ertesi gün muayneden sonra hastaneye yatışım yapıldı. Sonraki gün de ameliyat oldum. Yani kanser olduğumu öğrenip hastaneye yatmam ve ameliyat olmam 3 gün içinde gerçekleşti. Gelelim bu arada gelişen yan olaylara.



Kağan'ı (kardeşim) en son geçen yaz gördüğümüz için çok özlemiştik. Gelsin diye sürekli baskı yapıyorduk. Sonunda dayanamadı ve geliyorum dedi. Trabzon'a inip servise bindiği anlarda biz doktordan çıkmış ve kanser olduğumu öğrenmiştik. Evrim panik atakla sinir krizi aralığında gidip geliyor; ben uçak bileti bulmaya ve Ankara'da kalacak yer ayarlamaya çalışıyordum. Bir yandan da Evrim'i sakinleştirip iş yerinden izin almasını sağlamaya ve annemlerin acilen gelip Arya'ya bakması için durumu onlara anlatmaya çalışıyordum. Detaylı düşünecek çok vaktimiz olmadığı için Kağan üzülüp endişelenmesin diye ona benim değil de Evrim'in küçük bir mide operasyonu geçireceğini söylemeye karar verdik ki  keşke öyle yapmasaydık. Sonradan daha büyük sıkıntı oldu. Bir şekilde gerekli ayarlamaları yapıp eve geldikten kısa süre sonra Kağan  Hopa'ya vardı. Onu alıp direk yemek yemeğe gittik. Arkadaşlarımız da geldi ve durumu pek belli etmeden günü bitirdik. Gece annemler geldi İstanbul'dan, biz evden çıkıp uçağa binmek için Trabzon'a gittik. Her şey o kadar saçma sapan ve beklenmedikti ki tüm bunlar olurken babam Azerbaycan'da gezideydi ve biz ona da durumu söylemedik. Hatta hâlâ bilmiyor. Haftaya gelecek, gelince anlatacağım ve o burdayken ben yine Ankara'ya gideceğim kontrol için. 

Ankara'ya gidince bizi Hopa'daki doktorumun annesi, Ayşe teyze karşıladı ve bizi bir an olsun yalnız bırakmayıp her adımda çok yardımcı oldu. İlk gece yanımda refakatçi olarak kaldı, sonraki günlerde her gün uğrayıp mis gibi yemekler, kompostolar getirdi bize. 2. gün Şehnaz geldi, 3. gün Oktay. Onlar iş için mecburen İstanbul'a döndüler, o gün Manisa'dan teyzem geldi. Hastanede bir hafta kaldıktan sonra taburcu oldum ama  uçağa binme izni vermediler. 3-4 gün daha mecburen Ankara'da kalıp ameliyat sonrası biyopsi sonucunu bekledik. Sonuç temiz çıkınca evimize döndük. Her şey o kadar ani ve hızlı gelişti ki sanki ben değil de herhangi bir 3. şahıs kanser olmuş, ameliyat olmuş gibi hissettim. Etrafımdaki herkes özellikle de Evrim çok üzüldü, çok zorlandı, kendini zorlukla bir arada tuttu. Öğrendikten sonra Kağan da hem çok üzüldü hem de sakladık diye bize çok kızdı. 

İlk andan son ana kadar en soğukkanlı kalan kişi bendim sanırım. Sadece çok kısa bir süre ağlayıp huysuzluk yaptım ki o da ameliyatta burnumdan takılan boruyu ameliyat sonrası epeyce süre çıkarmadıkları için çok canım acıdığı içindi. Boru çıktıktan sonra epeyce rahatladım. Eve döndükten sonra da bir süre sonda yüzünden sıkıntı çektim ama ondan da kısa sürede kurtuldum. Kısacası her şey çok hızlı oldu bitti. Ne olduğunu çok anlamadan teşhis kondu, ameliyat oldum, test sonucu temiz çıktı. İyileşme sürecim de iyi gidiyor şükür. 10 Mayıs'a kadar raporluyum. 9 Mayıs'ta kontrole gideceğim ve büyük ihtimalle işe döneceğim. 

Kadınların 21-29 yaş aralığında üç yılda bir, 30-65 yaş aralığında yılda bir kez smear testi yaptırması ve beş yılda bir kez de HPV testi yaptırması gerekiyor ama kadınlar bu işlemlerde hatta hamile kalmadıkça jinekoloğa gitmekten bile imtina ediyor, çekiniyor maalesef. Ama düzenli kontrole gitmek çok önemli. 

Başımıza gelen kadar "Yok canım, bana bir şey olmaz." diyoruz ama aslında "Erken teşhis hayat kurtarır" sözü kulağımıza küpe olmalı!