24 Ekim 2014 Cuma

Acemi Annelik

*Yazıyı yazalı epey zaman oldu ama düzenleyip yayınlamaya fırsatım olmamıştı. Blogcu Anne'nin yazısını görünce bitirip yayınlayayım dedim :)

"Nerdeyse 17 ay olmuş, acemilik mi kaldı?" deyişinizi duyar gibiyim :)



17 yıl da geçse acemi annelik devam edecek bence. Çünkü her yeni gün yeni zorluklar, yeni mücadeleler ve yeni mutluluklar getiriyor. Belli başlı şeyler rutine bağlanırken yeni durumlar oluşmaya devam ediyor. Acemilik belki ikinci bebekte biter diye düşünülebilir ama her bebek kendine has özelliklere ve mizaca sahip olduğu için o da zor görünüyor :)

İlk günlerde minik bebeğimi emzirmek, bezini değiştirmek, uyutmak, yıkamak gibi temel becerileri çok da zorlanmadan edindim ama esas iş bebiş büyüdükçe başlıyor. Yeme alışkanlıkları değişiyor, uyku saatleri değişiyor, algıları artıyor, gitgide daha enerjik, daha ele avuca sığmaz oluyor bebekler. Yani tam olayı çözdüm dediğiniz anda her şey birden değişebiliyor. Bebiş  büyüdükçe kaydedilen olumlu aşamalar diş çıkarma dönemlerinde ya da hastalık zamanlarında birden en başa sarıyor.

Kurban Bayramı öncesinde olanlar oldu ve anneliğin zor yanları yine gösterdi kendini. Arya'nın yeme-içme ve uyku saatleri iyice rutine bağlandı derken havaların soğuması ile her şey alt üst oldu. Önce kardeşim hastalandı arkasından da dayısının dibinden hiç ayrılmayan Arya. Bir de üstüne diş çıkarma süreci denk gelince minik kuzumun tüm dengesi bozuldu. Arya arife gecesi ateşlendi ve burnu tamamen tıkandı. Ne yaptıysak işe yaramadı, sabah 05.10'a kadar uyumadık. Sonunda Arya bizim yatakta aramızda az da olsa uyudu. Sabah 8'de uyandı, sonra biraz daha uyudu tekrar uyandı ama uykusuz geçen geceden sonra hepimiz perişan olduk tabi.

Bayramın ilk günü uyurgezer gibi dolandık etrafta. Arya gündüz de yine uyumadığı gibi yemek de yiyemedi hastalıktan; tüm gün aç aç dolandı. Ne zaman bir şey yedirmeye çalışsam huysuzlandı, yemedi. Normalde kendi kendine odasına gidip uyuyan bebişim yatağı görünce çığlık çığlığa ağlamaya başladı. Bayramın ilk gününü öyle böyle atlattık. Gece burun spreyi, ateş şurubu, süt derken zor da olsa uyudu Arya. Bayram'ın 2.günü biraz toparlandı. Etrafta koşuşturmaya başladı, azar azar bişeyler yedi. Gece olunca yatmaya dirense de ufak bir ağlama krizi sonrasında uyudu. Fotoğrafta görüldüğü üzere bayramı biraz keyifsiz geçirdi Aryacık. Hastalık geçti ama burnu hâlâ çeşme gibi akıyor maalesef.



Hastalık ve diş çıkarma zamanları gerçekten çok zor geçiyor. Bebiş ağladıkça içim acıyor. Elimden fazla bir şey gelmediği için kendimi çok kötü hissediyorum. Keşke onun yerine ben hasta olsam da o hep sağlıklı olsa.

Arya'nın keyifsiz olduğu zamanlarda ne yapacağımı şaşırıyorum, kendimi daha da acemi hissediyorum. Tabi bir sürü şey deniyorum hemen. İlk iş anne çorbası yapıyorum yani tavuk suyuna çorba :) Çorbadan sonra meyve takviyesine geçiyorum. Tabi büyüklerin tavsiyelerini de göz ardı etmiyoruz :) Babaanne tavsiyesi ile burun kenarlarına azıcık vicks sürüyoruz. Belirli aralıklarla ateş kontrolü yapıyoruz.

Arya'nın iyileştiğini anlamak çok kolay. Arya kendini biraz iyi hissedince hemen dayısının kucağına atlıyor :) sonra gelsin türlü şirinlikler :)




Kısacası ben anneliğin her daim acemilik olduğunu düşünüyorum. Bebekler büyüse de, zaman geçse  de belli rutinler dışında her gün bir yenilikle karşılaşılan uzun ama çok zevkli bir acemilik annelik. Tüm acemi annelere sabır, huzur ve neşe diliyorum. Yeni annelerin uykusuz gecelerinin de bir an önce sona ermesini, bebişlerin mışıl mışıl uyumalarını dilerim :)

Imza :
Sonsuza dek Acemi Anne :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder