8 Kasım 2014 Cumartesi

Arya'yla Günler "Al Gülüm, Ver Gülüm" Geçip Gidiyor :)

Arya 17 aylık oldu!

Cimcime büyüdükçe haylazlaşıyor. Her istediği olsun istiyor. O isteyince kucağa alalım, o isteyince oyun oynayalım, o isteyince yemek yiyelim, o isteyince uyuyalım... Liste böyle uzayıp gidiyor. Canı ne isterse istesin anlatmanın bir yolunu buluyor. Elimden tutup çekiştiriyor sürekli. Oyuncaklarını getirip kucağıma bırakıyor. Sürekli "al" diyerek bir şeyler veriyor. Sonra da yine "al" diyerek geri istiyor. Maalesef henüz "ver" demeyi öğrenmedi :( Ah bir başlasa konuşmaya... Sürekli bıdır bıdır sesler çıkarıyor, bir şeyler anlatmaya çalışıyor kuzum. Valla onu anlamaya çalışırken kendimi tercüme cihazı gibi hissediyorum artık :))



Bu aralar uykuya direnme moduna girdi Arya. Uykusu gözünden akıyor ama "Hadi uyumaya gidelim" deyince kıyamet kopuyor. Başını iki yana sallıyor, ağlamaya başlıyor, kaçıp saklanıyor. Peki tamam az sonra gidelim diyorum, hemen susuyor. 5 dk sonra battaniyesini alıp yere yatıyor. Bu durum Arya yatağına gitmeye razı olana dek 2-3 kez tekrarlanıyor. Sonunda ikna olup yatıyor ama arada cozutup tekrar kalkmak isteyebiliyor. Özellikle perşembe gecesi bizi çok zorladı. 00.30'da hâlâ uyanıktı. Aslında 8'de yatırdım ama 21.30-22.00 gibi uyanıp ağladı. Evrim yatağından alıp salona getirdi. Arya uykulu uykulu dolandı, kendi kendine oynadı, yerlere yattı, koltuğa yattı, uykudan süründü. Sonunda sütle kandırıp yatağına yatırmayı başardık.

Eskiden gündüz 3-4 saat uyuyordu. Artık 2 saat uyursa şükrediyorum. Tüm gün oyun oynamak istiyor. Evin içinde bir o yana bir bu yana koşturuyor. Gündüz uykusu gelince salondaki koltuğa yatıp battaniyesini örtüyor üstüne, ordan televizyon izliyor. Uyumaya gidelim deyince yine kalkıp oynamaya devam ediyor. Ama öyle ya da böyle her gün az da olsa öğle uykusu uyumasını sağlıyorum.



Üzülerek fark ediyorum ki Arya büyüdükçe inatçılığı da artıyor. Tattığı ya da kokusunu aldığı bir şeyi ilk anda sevmezse bir daha ağzını asla açmıyor. Ispanak, kereviz, patates, balık yemiyor. Eskiden çoğunu yoğurtla karıştırınca yiyordu artık anlıyor ve yemiyor. Bir de artık her şeyi kendisi yemek istiyor. Koy önüne makarnayı, köfteyi, bisküviyi tek tek yiyor. Yani parmak yiyecek devrindeyiz :) Köfte, ekmek, dilimlenmiş elma, taneleri ayıklanmış üzüm, küp küp doğranmış peynir, ekmek, simit, julyen kesilmiş havuç, salatalık, az şekerli ev keki/kurabiyesi veriyorum eline, kendi kendine kemiriyor ucundan ucundan :) Çikolata vb. tatlılar yasak alerji olduğu için. Dışarıdan aldığım tek abur cubur çubuk ve balık kraker; onları da mecbur kalmadıkça vermiyorum. Ama özellikle balık kraker dışarda kurtarıcımız oluyor, otobüste falan Arya sıkılınca veriyorum eline bir paket balık kraker gideceğimiz yere kadar oyalanıyor bıdık :)

Her çocuk gibi Arya'da sokağa çıkmaya, gezmeye, parka gitmeye bayılıyor. Biz de her fırsatta ailece çıkıyoruz dışarı. Artık pek araba almıyoruz yanımıza. Arya elimizden tutup yürümeye bayılıyor. Öyle neşeli geziniyor ki o yorulana dek yürüyoruz :)


Günler geçip gidiyor. 1 ay sonra Arya tam 1,5 yaşında olacak. Artık minik bir bebek değil. Yavaş yavaş "çocukluk" aşamasına geçiyor. Bu aralar Arya'dan beklentilerimizin en büyüğü konuşması. Evdeki herkesin Arya'nın konuşmasıyla ilgili hayalleri var. Ben en çok "Annecim seni seviyoyum" diyerek boynuma sarılacağı anı bekliyorum :) Gerçi şimdi de "anneh" yada "anni" diyerek sarılıyor tatlı kızım :) Arya uyandı, odasından sesi geliyor. Bu günlük bu kadar blog yeter, artık Arya zamanı :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder