Bebekler için uykuya geçmek bizimki kadar kolay değil. Düşünsenize 9 ay boyunca anne karnında bir sıvının içinde ordan oraya sallanarak ve sadece uğultular duyarak yaşadılar/uyudular. Doğumdan sonra dış dünyaya adapte olmaları zor. Annelerinin kalp atışını hissetmeden, belirli bir sallanma/hareket/ritm olmadan uyumaları onlar için öğrenilmesi gereken yepyeni bir durum. Doğumdan sonraki ilk günlerde annelerinin kucağında, göğsünde, emerken memede uyuyan bebekler adaptasyon süreci yaşıyor. Sonra biz birden "bu kadar yeter, artık kendi kendine uyusun" demeye başlıyoruz. Bebişler de haklı olarak bilmedikleri bu yeni duruma ağlayarak direnç gösteriyorlar.
Bebeklerin ağlamadan kendi kendine uyumayı öğrenmelerini beklemek hem haksızlık hem de biraz naiflik. Tabi ki ağlayacak ve direnecekler ama bu ölümcül bir durum değil. Korkularını ağlayarak atmaya çalışıyorlar. Bizim yapmamız gereken ağladığında sakinleştirmek, onu bırakıp gitmediğimizi anlamasını sağlamak. Tracy Hogg, bebeklerle ilgili yapılan değişiklikler için "her seferinde bir adım", "bir defada bir değişiklik" metodunu öneriyor anne-babalara. Yani bebeğiniz sizin yatağınızda uyuyorsa ilk başta sadece kendi yatağında uyumaya alışmalı; kendi yatağında ama sizin odanızda uyuyorsa önce kendi odasında uyumaya alışmalı. Kısacası bir bebek birdenbire kendi yatağında, kendi odasında, kendi kendine uyumaya alışamaz.

Kendi kendine uyuma alışkanlığının bir gecede kazandırılamayacağının ve karşılaşacağım direncin büyüklüğünün farkındayım ama artık Arya için doğru zamanın geldiğini hissediyorum. Arya'yla kardeşim şu anda aynı odada kalıyorlar. Kardeşim 1 hafta sonra 3-4 günlüğüne geziye gidecek. Uyku eğitimimize o zaman başlamayı planlıyorum. Bakalım dayanabilecek miyim... Umarım benim dayanma sınırım Arya'nın direnme sınırından yüksektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder