13 Şubat 2015 Cuma

Koşullar Değişmiyorsa Sen Değiş

Son yazımda Arya'ya ayak uyduramadığımdan, değişen huylarına uyum sağlayamadığımdan bahsetmiştim. Baktım olacak gibi değil, durum düzeleceğine iyice bozuluyor, durdum ve Arya'yla boş yere inatlaşmaktan vazgeçtim. Akışına bıraktım her şeyi.

Arya hâlâ gün içinde çoraplarını ve pijamasını çıkarıyor, kahvaltıda ekmek yemiyor, eskiden yattığı saatte asla yatmıyor. AMA artık bu durum beni delirtmiyor. Kahvaltıda önüne sevdiği peyniri koyuyorum, yiyor; üstüne de yumurta yediriyorum; ekmek yememesine hiç takılmıyorum. Soyunduğu zaman hiç ses çıkarmıyorum; bırakıyorum hevesini alsın. Bir süre sonra üşüyor ve çoraplarını getirip giydirmemi istiyor. Uyku mevzusuna gelirsek, Arya 1-2 hafta öncesine kadar akşamları 8 - 8.30 gibi hiç itiraz etmeden kendi isteğiyle odasına uyumaya gidiyordu. Son 1-2 haftadır ise her gece uyumamak için saatlerce ağlayıp direniyor. Sonunda 2-3 gece önce pes ettim ve kendi kendine koltukta sızana kadar yatırmaya çalışmadım. 12 gibi sızdı, babası kucaklayıp yatağına yatırdı. O geceden beri erken yatırmaya çalışmıyoruz.

Arya'nın değişimine karşı daha pasif, daha sabırlı olmaya çalışırken fark ettim ki tüm değişimlerin, huysuzlukların sebebi Arya'nın ihtiyaçlarının değişmesi. Uyku ihtiyacı azalıyor; hareket, oyun, iletişim ihtiyacı artıyor. Biz otururken o gidip uyumak istemiyor, bizimle oturmak, oyun oynamak, bizimle vakit geçirmek istiyor :) Bu açıdan bakınca çocuk haklı tabi :) Bu durumda yapılacak şey belli oldu. Arya'nın uyku saatlerinde yeni bir düzenleme yaparak uyku öncesi huysuzluk sorunumuzu aştık Allah'a şükür :) Arya'yı artık 21:30 - 21:45 civarı yatağına götürüyoruz. Ama maalesef uykuya dalması 22.30'u buluyor. N'apalım ağlayıp yataktan kaçmadığı sürece buna da razı oluyoruz. Şimdilik bu şekilde durumu az da olsa kontrol altına aldık mevcut koşullara uyum sağladık :)

Son yıllarda öğrendiğim - daha doğrusu geç de olsa sonunda kabullendiğim - çok önemli bir ders var: Gandhi'nin dediği gibi "Dünyayı değiştirmek istiyorsan kendini değiştir." İçinde bulunduğumuz koşulları, ilişkilerimizi, hayatımızı kısacası dünyamızı değiştirmek istiyorsak yapılacak ilk iş kendimizi değiştirmek. Kimi zaman bakış açısını değiştirmek, karşımızdakinin gözünden bakmak yeterli olurken, kimi zaman daha büyük adımlar atıp daha büyük değişimler yapmak gerekiyor. Ama önemli olan nokta hiç değişmiyor. Çözüm başkalarının değişmesini, düzelmesini ya da durumu düzeltmesini beklemek değil, mevcudu değiştirmek için kendi elimizde olanlara konsantre olup gerekli değişime kendimizden başlamak. Biz bu kez sadece bakış açımızı değiştirip işleri biraz akışına bırakarak Arya'nın huysuzluklarına çare bulabildik. Umarım aynı şekilde devam edebiliriz.

Dünyayı değiştirmekten bahsetmişken yazıyı Gandhi'nin 10 tavsiyesi ile bitirmek güzel olur sanırım :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder